2013 LYS-3 EDEBİYAT SORULARI
1. Özellikle
Orhan Veli Kanık ve arkadaşlarının şiirlerinde iç uyum, müzikalite ortadan
kalkmış; kuru bir görselliğe dayanan bir şiir, hatta resim-şiir denilebilecek
bir tür ortaya çıkmıştır. Oysa şiirde -— müzikte olduğu kadar önemlidir.
Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) duygu ve akıl
B) sezgi ve anlam
C) sözcük ve yoğunluk
D) tema ve imge
E) ses ve ahenk
2. (I)
Ülkemizde çoğu zaman mühendislikle birlikte anılan mimarlığın, nedense sadece
teknik bir disiplin veya bir fen bilimi olduğu düşünülür. (II) Oysa aynı
zamanda bir sanat dalıdır ve bu yönüyle felsefeyle de doğrudan ilgilidir. (III)
Nitekim mimarlık, ait olduğu toplumun estetik ve etik anlayışını, dünya
görüşünü en belirgin biçimde yansıtan eserlerin ortaya konulmasını sağlar. (IV)
Bunun gerçekleştirilebilmesi için mimarların, toplumun kültürel mantığını iyice
özümsemiş olmaları gerekir. (V) Yoksa bu meslekte, herhangi bir anlamdan ve
zevkten yoksun beton yapılardan başka bir şey üretilemeyecektir.
Mimarlığı konu alan bu parçadaki numaralanmış
cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, yanlış bir algının söz konusu olduğu
sezdirilmiştir.
B) II. cümlede, önceki cümleyle ilgili açıklama
yapılmıştır.
C) III. cümlede, niteliği karşılaştırma yoluyla
anlatılmıştır.
D) IV. cümlede, öteki mesleklerden ayrılan yönü
üzerinde durulmuştur.
E) V. cümlede, bir sonuç ortaya konulmuştur.
3. (I) Vizyona
giren filmlerle ilgili tanıtım yazıları, her hafta gazetelerde ve her ay bazı
dergilerde yer alıyor. (II) Bu dergiler çoğu meselenin toplumsal boyutuna ilgi
duymaktan öteye gidemiyor. (III) Oysa benim de aralarında bulunduğum bir
seyirci grubu, perdeye yansıyan o büyülü ışığa gerçeğin penceresinden bakmak
istiyor. (IV) Bu ihtiyaca cevap veren bir kaynak olmayışı da zorunlu olarak üç
beş kişilik dost meclislerine bırakıyor bu konuyu. (V) Oysa bu yazar,
gazetedeki köşesinden, tek başına sayısız muhatabına seslenerek böyle bir ihtiyacı
karşılıyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde
olumsuz bir eleştiri söz konusudur?
A) I. ve II.
B) I. ve III.
C) II. ve IV.
D) III. ve V.
E) IV. ve V.
4. (I)
"Bir süre yapar, sonra bırakırım." düşüncesiyle başladığım ve sadece yapılması
gereken bir iş olarak gördüğüm öğretmenlik mesleğini zamanla çok sevdim. (II)
Bunca yıllık deneyimden sonraysa öğretmenliğin insanları tanıma, onların ruhsal
durumlarını çözümleme konusundaki yeteneklerimi önemli ölçüde geliştirdiğini
söyleyebilirim. (III) Öğretmenlik yaparken farklı değerlerle yetişmiş binlerce
genç insanın davranışlarını, duygularını gözlemlemek bende bir birikim
oluşturdu. (IV) Farklı kültürlerden gelen insanların aslında benzer sevinç,
keder, heyecan, korku ve ilgilere sahip olduğunu fark ettim. (V) İnsana dair
kitaplarda bulamayacağım ayrıntıları bu meslekte, yaşayarak öğrendim.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi,
öğretmenlik mesleğinin kazandırdıklarına yönelik açıklama içermemektedir?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
5. Aşağıdaki
cümlelerin hangisinde "-ıntı,-untu/-üntü" ekinin kullanıldığı sözcük,
kökü bakımından diğerlerinden farklıdır?
A) Bu bölgede yapılan kazılarda arkeologlar, eski
uygarlıklara ait yeni buluntulara rastladılar.
B) Kişi yersiz kuruntularından kurtulmak için
dostlarına, arkadaşlarına daha fazla güvenmeli ve inanmalıdır.
C) İçi süprüntü dolu küreği merdivenlerin dibindeki çöp
kutusuna boşaltmak için dışarı çıktı.
D) Kelimeyle kavram, dille düşünce arasındaki bağıntı
üstüne yapılan tartışmalar eski çağlara kadar gider.
E) Bozuntuya vermeden yanına gittim ve olanları bütün
çıplaklığıyla kendisine anlattım.
6. (I) Küçücük
bir bahçem olsaydı duvar dibine pembeli, mavili ortancalar dikerdim. (II) Çünkü
ortancalar gölgede büyümek ister. (III) Bir de saksılar alırdım; küpe,
sardunya, yılbaşı çiçekleri, kaktüsler yetiştirmek için. (IV) Sulak yerleri
seven Japon şemsiyelerini de kuyunun veya fıskiyeli mermer havuzun yanına
dikerdim. (V) İnsanda, evinin bahçesinde cennet oluşturma düşüncesi bazen bir
tutku hâline geliyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde
nesne, sıfat tamlaması durumundadır?
A) I. ve II.
B) I. ve IV.
C) II. ve V.
D) III. ve IV.
E) IV. ve V.
7. Bugüne kadar
eserleri 42 dile çevrilen, Japonya'nın en
I
II
büyük yazarlarından biri olarak anılan ve yaşayan en
büyük 100 yazar arasında gösterilen Murakami; 1991
III
yılında ABD'yi ziyaret edip burada ilk imza
gününü
IV
gerçekleştirdiğinde kitap imzalatmaya sadece 15
kişi gelmişti.
V
Bu cümledeki numaralanmış sözlerle ilgili olarak
aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. sözcük, edattır.
B) II. sözcük, üstünlük bildiren zarftır.
C) III. sözcük, sıfat-fiil eki almıştır.
D) IV. sözcük, birleşik sözcüktür.
E) V. sözcük, fiil soyludur.
8.Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım Şiirlerim
rüzgârdır uzak dağlardan esen Durgun sular gibi azalacağım Bir gün birdenbire
çıkıp gelmesen
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) İlgi eki
B) Ek eylem
C) İyelik eki
D) Kişi eki
E) Benzetme edatı
9. (I) Benim
için futbol, bir gencin kendisine meslek seçinceye kadar zaman ayırabileceği
bir eğlence, bir spor dalı olarak kaldı. (II) Hayatımda futbola çocukluğumdan
gençliğe geçiş döneminde yer verdim. (III) Zevk ve istekle oynadım. (IV) Ama
tiyatroyu seçtikten sonra futbolu bir an bile düşünmeyi mesleğime ihanet
saydım. (V) Bu bakımdan, gereğini zamanında yapıp son vermeyi başardığım için
kendimi çok beğenirim.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümle, birleşik yapılıdır.
B) II. cümle, fiil cümlesidir.
C) III. cümle, zarf tümleci ve yüklemden oluşmuştur.
D) IV. cümlede, dolaylı tümleç türemiş bir sözcüktür.
E) V. cümlede, isim-fiil ile zarf-fiil aynı edat grubu
içinde yer almıştır.
10. Göreve yeni başlayan Uğur; Mehmet, Engin ve Hatice
gibi üniversite mezunuydu.
Aşağıdakilerin hangisinde noktalı virgül (;) bu
cümledeki işleviyle kullanılmıştır?
A) Aylar geçti, yıllar geçti; çocuklar büyüdü, insanlar
değişti.
B) Genç şairimiz; özgün, samimi ve doğal bir üslupla
yazdığı şiirlerinden oluşan ilk kitabını yayımladı.
C) Bugün gelecek misafirleri 1, 2 ve 3. kattaki
odalara; yarın gelecek misafirleri 4, 5 ve 6. kattaki odalara yerleştirelim.
D) İzlediğim filmler, tiyatrolar, gösteriler; okuduğum
romanlar, hikâyeler, denemeler bende bir iz bırakır.
E) Geçen hafta şirket yetkilileriyle uzun uzun
görüştük, tartıştık; bu hafta onlarla sözleşme, ödeme, nakliye gibi işlemleri
gerçekleştireceğiz.
11. (I) Her ne kadar şiirde, düşünce ve hayal
bakımından yoğunluk söz konusu olsa da şiir düşünceyle değil sözcüklerle
yazılır. (II) Yoğun bir anlatımda kullanılacak her sözcüğün önemli bir amacı ve
işlevi vardır.
(III) Bu nedenle şair, şiirinde yeni sözcükler
kullanabilir veya var olan sözcüklere farklı anlamlar yükleyebilir.
(IV) Şair içinde bulunduğu ruhsal durumu, coşkusunu
karşısındakine aktarmak ve benzer duyguları onda uyandırmak için tek anlatım
aracı olan dili kullanır.
(V) Kullandığı dil, konuşma dilinde olduğu gibi,
anlamın apaçık ortada olduğu değil, okundukça zenginleşen bir dildir. (VI)
Böylece şiirde dil bir araç olmaktan çıkar, amaç hâline gelir.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
hangi cümleyle başlar?
A) II. B)
III. C) IV. D) V. E) VI.
12. (I) Sanatçı, eserini oluştururken gerçeklerden
hareket eder. (II) Çünkü duygu ve düşüncelerinin hepsini, yaşadığı dünyadan
edinmiştir. (III) Aslında sanatçı daha çok yaşamı güzelleştirmek, değiştirmek
isteyenler arasından çıkar. (IV) Ne var ki sanatçı, gördüklerini olduğu gibi
anlatmaz; seçer, büyütür, değiştirir, istese de istemese de kendi kişiliğini
katar onlara. (V) Gerçekle yetinmez; gerçeği alır, kendi düşleriyle,
düşünceleriyle yoğurur.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
13. (I) Bu eser, otobiyografik özellikler taşıdığı
duygusu uyandırıyor. (II) Okurun böyle bir kanıya varmasında, anlatının içine
serpiştirilen eski aile fotoğraflarının da payı var. (III) Alttan alta
oluşturulan bu otobiyografi duygusu, anlatıya sahicilik katıyor. (IV) Bu da
bizim gibi sıradan okuru esere sıkıca bağlayan bir özellik olarak çıkıyor
karşımıza. (V) Ayrıca anlatıcının; merkeze ailesini, kendisini ve çocukluk
yıllarını geçirdiği sokakta yaşananları yerleştirmesi, birinci tekil kişiyi
kullanarak sohbet havasında anlatması da okurda oluşan "sahicilik"
duygusunu güçlendiriyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra düşüncenin akışına göre, "Çünkü okudukça anlatının bir
katmanının anılardan oluştuğunu veya anıların yazara yol gösterdiğini düşünüyor
insan." cümlesi getirilmelidir?
A) I. B) II.
C) III. D) IV. E) V.
14. Yıllar boyu çantalarındakileri heyecanla taşıyan
postacılar, artık eskisi gibi değiller. Kredi kartı ekstrelerini, faturaları,
noter ve mahkeme bildirimlerini taşımaktan neden heyecan duysunlar ki? Bundan
dolayı postacılar artık taşıdıkları evrak ve faturaları apartman girişine
bırakmakla yetinir oldular.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) III. kişili anlatıma başvurulmuştur.
B) Soru yoluyla düşündürme yoluna gidilmiştir.
C) Karşılaştırma yapılmıştır.
D) Neden-sonuç ilişkisi kurulmuştur.
E) Koşul öne sürülmüştür.
15. Kendi yaşantımı düşündüm; bulunduğum çevreleri, iş
yerlerini, tanıdığım insanları... Boş verebilseydim, hiçbir şeye aldırmasaydım,
üzülecek yerde gülseydim... Ama yapamadım, anlamamıştım yaşamın maskeli bir
balo olduğunu. İnsanların her gün, her an değişik maskeler taktıklarını... Ben
de kendime çeşitli maskeler hazırlamalıymışım! Boy boy, renk renk... Yerine
göre kullanmalıymışım, duruma göre... Güleç, kızgın, asık suratlı, üzgün,
perişan, mutlu... Hepsinin yeri geldi ama yapamadım. Hep kendi yüzümü taşıdım.
"Binbir surat" denilen insanlar arasında maskesiz biri yaşayabilir
miydi? Dayanabilir miydi?
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda
verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) Benzetmeden yararlanılmıştır.
B) Öykülemeye başvurulmuştur.
C) Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir.
D) Örneklerden yararlanılmıştır.
E) Karşıt kavramlar kullanılmıştır.
16. Montaigne, "Büyük şiir; düşüncelerimizi tatmin
etmez, allak bullak eder." der. Melih Cevdet Anday ise, "Şiir akıl
dışıdır." diyor. Yetişkin şiiri için öne sürülen bu görüşler çocuk şiiri
için de geçerlidir. Çocuk şiiri, söz sanatlarının, edebiyatın uçurtmasına
tutunmazsa ona "iyi şiir" diyemeyiz. Peki çocuk şiiri yazmanın bir
kuralı var mıdır? Montaigne'in dediği gibi şiir ve kural yan yana getirilemeyecek
iki sözcük. Özellikle çocuk şiiri söz konusuysa düş dünyamızı sonsuzluğa
açmaktan başka yapacak bir şey yok. Çocuklar için sonsuzluğun içinde salınan
dizeler yazmak "çocuk işi" değil, tam tersi "zor iş". Bunun
için titizlikle işlenmiş bir biçim, yetkin bir dil yeterli midir? Hayır! Bugüne
değin yazılanlar okunmadan üretilen bir dize, köksüz olup da büyümeye çabalamak
gibi bir şeydir.
Bu parçaya göre iyi şiirin nitelikleri arasında
aşağıdakilerden hangisi sayılamaz?
A) Okuyanı sarsan
B) Kalıplara sığdırılamayan
C) Düş gücünü zorlayan
D) Zaman içinde belli bir düzeye erişen
E) Sanat değeri taşıyan
17. İnsanların rüyalarıyla yüzleşmesinde hep korkutucu
bir yan olduğunu düşünürüm. İster psikolojik bir çözümleme yapalım ister
geleneksel rüya yorumlarıyla açıklamaya kalkalım, her rüya yorumunda ruhumuzun
karanlık ve belki de duymak istemediğimiz bir yönüyle yüzleşiriz. Üstelik bu
yüzleşmeye neden olan da kendi zihnimizdir. Bunun yanı sıra rüyalar hem gün
boyu yıpranan zihinlerimizin onarıcıları hem de bütün korkularımızın bir arada
yaşandığı karanlık bir evdir. Ben yazarken o evin koridorlarında dolaşmayı
severim. Rüyalar ve korkularla yüzleşen anlatının, yazarı çıplak bırakan samimi
bir anlatı olduğunu düşünürüm. Hayat denen karmaşayla başa çıkmanın bir yolu bu,
benim için.
Bu parçada rüyalarla ilgili olarak aşağıdaki sorulardan
hangisinin karşılığı yoktur?
A) Sizce ne tür işlevleri vardır?
B) Yazılarınızda nasıl yararlanırsınız?
C) İnsanın iç dünyasını yansıtan yönlerinden söz
edilebilir mi?
D) Değerlendirilmesinde ne tür yöntemlere
başvurulabilir?
E) Yazarın eserini geleceğe taşıyan bir yönü var mıdır?
18. Yazar, röportaj yapacağı kişileri, Türk
edebiyatının temel taşlarını oluşturan önemli yenilikçi isimleri nesnel bir
bakışla seçiyor. Ortak noktaları edebiyat olan, hemen her kesim ve görüşü
temsil eden, edebiyatımızın önde gelen şair, yazar ve edebiyat tarihçilerini
bir araya getiriyor. Yazar bu röportajlarında özellikle iki nokta üzerinde
duruyor: Onların Türk edebiyat tarihine bakışları ve bunun içinde kendilerini
konumlandırışları. Bu röportajlarda konuşan kimi şair ve yazarlar, kendilerini
anlatmanın yanı sıra akademisyenleri kıskandıracak düzeyde edebiyat tarihimizi
yorumluyor. Böylece edebiyatımızın farklı yönleri ortaya çıkıyor. Anlatılan
tarih aynı olsa da bambaşka açılardan ele alınarak derinleşiyor, okuyucunun
ufkunu açan farklı renkler seriliyor ortaya.
Bu parçada, sözü edilen röportaj ve yazarıyla ilgili
olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Konuşacağı kişileri yansız bir biçimde belirlediğine
B) Görüştüğü kişilerin söylediklerini, kanıtlama
kaygısı taşıdığına
C) Konuştuğu kişilerden, yaptıkları çalışmalarla ilgili
bir değerlendirme istediğine
D) Edebiyata yönelik değişik anlayışların ortaya
konmasını sağladığına
E) Düşünceleri değil, edebî tutumları ölçüt aldığına
19. Bu kitabın en önemli özelliği, romandaki onlarca
kahramanın ve onlara özgü öykülerin hiçbirinin kurgulanmış olmaması. Okuyunca
her şey kurgulanmış gibi geliyor ama aslında ben bu romanda anlattıklarımı yaşar
gibi yazdım. Kahramanların tamamına yakınıyla ben de yazarken tanıştım.
Birçoğuna ben de kızdım, tepki gösterdim veya hayran oldum. Cesaretleri
karşısında ben de şaşırdım. Hatta belki bir yazarın asla söylememesi gereken
bir şey ama bazı öyküler, onları yazarken benim denetimimden çıktı, kendi
istediği yere gitti. Hayatı nasıl denetim altında tutamıyorsak ben de bu
kitaptaki karakterleri ve yolculuklarını yönlendiremedim. Bana bile isyan edip
"Sen sadece yaz! Biz ne yapacağımızı biliyoruz." dediler. Bu nedenle
tam da bizden insanlar oldu bu karakterler. Bizim kadar çılgın, bizim kadar
alıngan, bizim kadar duygusal...
Yazarın bu sözlerinden aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?
A) Kişilerini önceden kafasında tasarlamadığı
B) Oluşturduğu kişilerin gerçekliğine inandığı
C) Eserlerini kendi yaşamıyla sınırlandırdığı
D) Gerçek yaşamdakilerle benzer kişiler oluşturduğu
E) Kimi zaman, anlattıklarının akışını değiştiremediği
20.Fransa'nın Lille Üniversitesinde yapılan bir
araştırmanın sonucu aşağıda aşamalı olarak anlatılmıştır.
I. Yapılan araştırmada, gerçek bir ev hayatının sanal
ortama taşındığı bir oyun kullanıldı. Katılımcıların oturduğu masada bu oyun
açılıp kendilerine iki ev gösterildi. Bu iki ev, odadaki eşyalar, mobilyalar,
yapılar, renk ve boyut açısından birbirinden farklıydı.
II. Birinci deneyde katılımcılara, bu iki sanal ev
ikişer dakika gezdirildi. Ziyaret ettikleri ilk evde Mozart'ın Lıffle Nıght
Music adlı eserinin bir kısmı dinletildi.
III. Diğer evi ziyaret ettiklerinde ise rastgele
seçilen bir müzik dinletildi. Deneyin son aşamasında katılımcılara,
"Sizden, sevdiğiniz evi seçmenizi istiyoruz ancak bu seçimden önce
istediğiniz evi tekrar ziyaret edebilirsiniz, geziniz bitince haber
verin." dendi. Bu gezme aşamasında ise katılımcılara hiç müzik
dinletilmedi.
IV. Sonuçta, 15 kişinin 13'ü, Mozart'ın eserinin
dinletildiği odayı ziyaret etti ve bu evi çok sevdiklerini belirtti. Denekler,
zamanlarının
% 85'ini geçirmek için yine bu eserin dinletildiği
odayı seçti.
V. Çalışmanın ikinci ayağında ise Mozart'ın aynı eseri,
bozuk bir sesle dinletildi. Önce yapılanlar tekrar edildi. Sonuçlar
şaşırtıcıydı: Katılımcılar her ne kadar önceki deneyde şarkıyı sevseler de
şarkı bozuk biçimiyle çalınınca o evde zamanlarının sadece % 5'ini geçirmeyi
tercih ettiler.
Yukarıda verilen
numaralanmış aşamalarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) I. aşamada, karşılaştırma yapılmıştır.
B) II. aşamada, şart bildiren cümlelere yer
verilmiştir.
C) III. aşamada, tanık göstermeye başvurulmuştur.
D) IV. aşamada, öznel anlatım söz konusudur.
E) V. aşamada, amaç belirtilmiştir.
21. Bu araştırma aşağıdaki genellemelerden hangisini
doğrulamak için yapılmış olabilir?
A) Kişilerle nesneler arasında oluşan duygusal bağ
zaman geçse de zayıflamaz.
B) Sevilerek dinlenen eserlerin etkileri, dinlendiği
zamana ve dinleyen kişilere göre değişir.
C) Kişinin bulunduğu ortamda kendisini huzurlu
hissetmesi; renk, ışık gibi birçok etkene bağlıdır.
D) Dinlenen müziğin etkisi, kişinin içinde bulunduğu
ortama ve ruh hâline göre farklılaşır.
E) Bir yerde çalınan müziğin güzelliğiyle, o ortamın
çekiciliği arasında olumlu bir ilişki vardır.
22.
I
Neden yazılır bir şiir Neden okunur bunca yazı Çünkü
nasıl aşılabilir başkaca İnsanın karmaşıklığı
II
Erenler tutmuş elimizden muhabbetle Avunur gideriz
ikliminde şiirin Devrolur nöbet Veysel'den Veysel'e... Daha dermedik tamını
çiçeklerin Gönül bahçemiz öyle geniş, öyle derin...
Şiirle ilgili düşüncelerini böyle dile getiren şair,
şiirlerinde aşağıdakilerden hangisine öncelik verir?
A) Sanatlı bir dile
B) İmgelere
C) Saf şiirin özelliklerine
D) İnsanın iç dünyasına
E) Biçimsel kusursuzluğa
23. Benim bu gidişe aklım ermiyor .
Fukara hâlini kimse sormuyor ?
Padişah sikkesi selam vermiyor .
Kefensiz kalacak ölümüz bizim.
Bu dörtlükle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır?
A) Yarım kafiye kullanılmıştır.
B) Duraklı
hece ölçüsüyle yazılmıştır.
C) Soyutlamaya yer verilmiştir.
D) Satirik nitelikler taşır.
E) Kafiye şeması "aaab" biçimindedir.
24. Şiirin en önemli unsurlarından biri de söz
sanatlarıdır. Edebî sanatlar, dizelere çağrışım zenginliği ve çok boyutluluk
katar.
Buna göre aşağıdakilerden hangisinin, çağrışım yönünden
zengin olduğu söylenemez?
A) Kanı çekiliyor evlerin Eriyip dökülüyor damlar
B) Sonsuzlaşan yollara dalmış Tasalı gözler olur camlar
C) Bir bahar sabahının karanlığında ıssız Gökte diz
çökmüş iki titrek ışıklı yıldız
D) Güneşle beraber söndüğüm akşam Ağlayacak hangi
rüzgâr kim bilir
E) Mesut olmuş görmek isterdim hepinizi Her bahar gününde
dertliyi, ümitsizi
25. Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı, Görmek seni
eğer ukbâdan mümkün olaydı. Hâlâ yaşıyor gizlenerek rûhuma "Kâbil",
İmkânı bulunsaydı bütün ömre mukâbil Sırretmeye elden seni bir perde olurdum.
Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.
Bu dizelerde, aşağıdaki şiir türlerinden hangisine özgü
nitelikler ağır basmaktadır?
A) Dramatik
B) Lirik C) Pastoral D) Didaktik E) Epik
26. (I) Destanları meydana getiren ve kuşaktan kuşağa
aktaran destancılara, geçmişte "ozan" adı verilmiştir. (II) Ellerinde
sazlarıyla diyar diyar dolaşan "âşıkların aksine onlar, orduları galeyana
getirmek, önemli olayları toplumun hafızasına yerleştirmek için kahramanlık
destanları terennüm etmişlerdir. (III) Atlı göçebe hayat tarzını benimseyen bu
sanatçılar sadece şiirle uğraşmışlar, yönetimden ve yöneticilerden
olabildiğince uzak durmuşlardır. (IV) Ozanlık geleneğinin bir devamı olarak
değerlendirebileceğimiz âşıklık geleneği ise tekke kaynağından da beslenerek
daha çok köy, kasaba insanına seslenmiştir. (V) Arap ve Fars öykücülük
geleneklerinden beslenen, temsilcileri âşıklara nazaran daha eğitimli ve
şehirli olan kıssahanlık veya meddahlık geleneği ise daha çok şehirlerde
kendisine yer bulmuştur.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir
bilgi yanlışı vardır?
A) I. B)
II. C) III. D) IV. E) V.
27. Her sanatçı önceleri başkalarını taklit eder. Fakat
sonra gerek dünya görüşü gerekse sanat gücüyle kendine özgü bir üsluba kavuşur
ve taklitten kurtulur.
Bu parçada dile getirilenler divan şairi açısından
değerlendirildiğinde aşağıdaki kavramlardan hangisi, divan şairinin
"taklit" dönemi için kullanılabilecek bir kavramdır?
A) Nazire
B) Tercüme C) Caize D) Şerh
E) Haşiye
28.Aşağıda ayraç içinde verilen terimlerden hangisi,
birlikte verildiği açıklamaya uygun değildir?
A) Uyaklı beyit (Musarra)
B) Gazel ve kasidelerde ilk beyit (Matla)
C) Bir gazelin en güzel beyti (Şah beyit)
D) Özlü ve güzel anlamlı beyit (Taç beyit)
E) Gazellerde şairin adının geçtiği beyit (Mahlas
beyti)
29.
I. Beş
mesneviden oluşan eserlerin genel adı
II. Divan edebiyatında ünlü kişilerin biyografilerini
ve sanatçı kişiliklerini anlatıp çalışmalarını örneklendiren eserler
III. Halk edebiyatındaki mâniye benzeyen, aruzun
"fâilâtün fâilâtün fâilün" kalıbıyla yazılan nazım biçimi
IV. Uzun okunması gereken bir heceyi vezin gereği kısa
okuma
V. Kasidelerde methiye bölümlerine geçişi sağlayan
beyit
Divan edebiyatı ile ilgili aşağıdaki terimlerden
hangisinin tanımı yukarıda verilmemiştir?
A) Hamse B)
Girizgâh C)Tuyuğ D) Tezkire E) İmale
30. I. Tez ve
antitez şeklinde savunulabilecek bir konu belirlenir.
II. En az
üçer kişiden oluşan iki grup vardır.
III. İkna
edici bir üslup ve çarpıcı örnekler kullanılır.
IV. Grup
başkanları, konuşmacıların ardından söylenenleri özetler.
Yukarıda
özellikleri verilen sözlü anlatım türü aşağıdakilerden hangisidir?
A)
Konferans B) Münazara C)Açık Oturum D) Forum
E) Panel
31. Aşağıdaki dizelerin hangisinde, ayraç içinde
verilen sanat yoktur?
A) Dolu rüzgârla çıkıp ufka giden yelkenli Gidişin
seçtiğin akşam saatinden belli (Hüsnütalil)
B) Uçuyor rüzgâr gibi altımdaki küheylan Ne kadar
dizginlesem yavaşlayacak değil (Mübalağa)
C) Kuşlar küsmüş yuvaya, ağaçlar yaprak vermez Bu
kavgalar bitecek, zulüm ebedî değil (Teşhis)
D) Gerçek, hayali aştı, ufuklar uzak değil En olmaz
isteklere uzanmak yasak değil (Tezat)
E) Gül yaprağına döndü tekmesi düşmanların Sunulan
zehir değil, saplanan bıçak değil (Teşbih)
32. Aşağıdakilerden hangisi, divan şiiriyle halk
şiirinin birbirine yaklaştığının göstergelerinden biri değildir?
A) Nedim ve Şeyh Galip'in hece vezni ile şiir yazması
B) Gevherî'nin aruz vezniyle şiirler kaleme alması
C) Bazı halk şairlerinin divan tertip etmesi
D) Halk ve divan şairlerinin mahlas kullanması
E) Benzer mazmunların kullanılması
33.
I. Beng ü Bade
II. Leylâ vü Mecnun
III. Şikâyefname
IV. Rind ü Zahid
V. Şah u Geda
VI. Hadikafü's-süeda
Yukarıda verilen eserlerden hangileri türü bakımından
diğerlerinden farklıdır?
A) I. ve II.
B) I. ve VI.
C) III. ve VI.
D) IV. ve V.
E) V. ve VI.
34. Geçmişle yapmış olduğumuz hesaplaşmada divan
şiirinin önemli bir bölümünü gözden çıkardık fakat elimizde zamanın çetin
sınavını vermiş birçok eser kaldı. İşte eski şiir üzerine yargıya varmak
gerektiğinde düşünülmesi gereken, değişen zevk ve anlayışa, dildeki birtakım
ayıklamalara rağmen hâlâ bir yaratıcılık örneği olarak kabul etmekten kendimizi
alamayacağımız başarılı dizeler ve beyitlerdir.
Aşağıdakilerden hangisi, bu parçadaki düşüncelerle
çelişir?
A) Divan şiirini anlamakta zorlansak da okumalıyız.
Dilimizi gerçekten anlamanın, onun tadına varıp onunla güzel biçimler kurmanın
yolu, bugüne kadar varlığını sürdürmüş örnekleri anlamaktan geçer.
B) Eski şiirimizi anlamak zordur çünkü o, anlaşılması
zor birtakım cinaslar ve telmihlerle doludur. "Okudukça anlayacak, söz
sanatlarının zevkini tadacağım." diyorsanız yanılgıya düşersiniz.
C) Eski şiirimizde büyük bir duygu çeşitliliği
olmadığını savunanlar çıksa da onun, edebiyatımızın temel taşlarından olduğunu
unutmamak ve onu dışlamamak gerekir.
D) Akılda kalması zor gibi görünen divan şiirinde, bazen
öyle beyitlerle karşılaşırsınız ki yeri geldiğinde o bir beyitle bir sayfalık
düşünceyi açıklamış olursunuz.
E) Fuzuli'nin gazellerini okurken yabancı sözcüklerin
gölgesini ve Türkçenin tatlı nağmelerini duymamak mümkün mü?
35. Aşağıdakilerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?
A) Türk edebiyatındaki ilk şairler tezkiresi, Ali Şir
Nevayi'nin XV. yüzyılın sonlarına doğru Çağatay Türkçesiyle yazdığı
Mecalisü'n-Nefais'tir.
B) Gar/b-name adlı büyük mesnevisiyle tanınan Âşık
Paşa, devrinin önemli düşünürlerinden biridir.
C) Divan sahibi olan Ahmedî'nin en iyi bilinen
eserlerinden biri de iskender-name'dir.
D) Şeyhî'nin başlıca edebî eserleri; Hüsrev ü Şirin,
Divan ve Har-name'dir.
E) Gülşehrî'nin Çeng-name adlı eseri, hem dil hem de
üslup yönünden devrinin önemli eserlerinden biridir.
36. Aşağıdaki yargılardan hangisi, Tanzimat Dönemi öykü
ve romanlarının özelliklerinden biri değildir?
A) Genellikle saray ve çevresindeki insanların kural
tanımaz tutum ve uygulamaları dile getirilmiştir.
B) Karakterler; doğal bireyler olmaktan çok, yazarın
çizdiği, genellikle insana özgü karşıtlıkları simgeleyen kişilerdir.
C) Yüzyılın sonuna doğru köy, köylü sorunlarının konu
olarak yer almaya başladığı görülür.
D) Ahmet Mithat'ın Felâfun Bey ile Rakım Efendi adlı eseri
ile Recaizade Mahmut Ekrem'in Araba Sevdası adlı eserlerinde benzer konular
işlenmiştir.
E) Şemsettin Sami'nin Taaşşuk-u Talâf ve Fifnaf'ı ilk
romandır, ancak edebî değer taşıyan ilk roman Namık Kemal'in intibah adlı
eseridir.
37. Ziya Paşa'nın Avrupa dönüşü yayımladığı eser,
Tanzimat yazarlarının hiç değilse yeni edebiyat kökleşene kadar unutturmaya
çalıştıkları divan şiirini tekrar diriltebilir düşüncesiyle Namık Kemal
tarafından amansızca tenkit edildi. Eser çıktığı zaman Magosa'da sürgünde bulunan
Namık Kemal, edebiyatta yenilik yapma yolunda arkadaşı olan Ziya Paşa'nın,
böyle birdenbire güçlükle yapılanları da yıkabilecek bir eser çıkarmasına haklı
olarak içerledi. Ama bu öfkesini, asabi bir yazı şeklinde değil, eserin
yanlışlarını bir bir göstererek sağlam, inandırıcı, mantığa dayanan güçlü bir
eleştiri hâlinde ortaya koydu.
Bu parçada Ziya Paşa'nın sözü edilen eseri
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şiir ve inşa
B) Zafername C)
Terkibibend D) Harabat E) Rüya
38.Recaizade Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit Tarhan'ın
şiirlerinden edindikleriyle ve yeteneği sayesinde -—, Avrupai Türk şiirinin
1880'den sonra atılmış sağlam temelleri üzerinde modern bir yapı kurmayı
başarabilmiştir. Şekildeki titizliği bakımından parnasyenlere benzeyen şair,
duyuş tarzı bakımından da şairliğin ilk safhasında, romantiklere bağlıdır.
Aruzun kalıplarını müzikaliteleri bakımından ilk defa değerlendiren, konuşma
diline ait birçok ifade özelliklerini şiirde kullanan şair, üslubunun canlı ve
özenli oluşuyla Avrupai Türk şiirinin temsilcisidir.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi
getirilmelidir?
A) Süleyman Nazif
B) Tevfik Fikret
C) Ali Canip Yöntem
D)Şinasi
E) Hüseyin Suat Yalçın
39. Şiirlerinde aşk ve tabiat öne çıkan önemli iki
temadır.
Türk şiirinin en dikkate değer empresyonist şairi
olarak kabul edilir. "Köylü vezni" dediği hece veznini kullanmamış,
şiirlerini aruz vezniyle yazmıştır. Serbest müstezat, en çok tercih ettiği
nazım biçimidir.
Aşağıdaki şiirlerden hangisi bu parçada sözü edilen
şaire aittir?
A) Sis B)
Hürriyet Kasidesi C) O Belde D) Kar Musikileri E) Makber
40. Bu dönemin zevk ve anlayışına uygun kaleme alınmış
şiirler, sanatın "şahsi ve muhterem" olduğunu söyledikleri hâlde, tek
bir şairin eseri olarak düşünülecek cinstendir. Söyleyişte serbestlik
arayışları, alışılmış ve kabul görmüş şiir formlarını zorlama çabaları, biraz
daha Batılı görünme; duyulmamış tabiatı ve yaşanmamış aşkı şiirleştirme
istekleri kendilerine has sesi ve söyleyişi bulmalarına engel olmuştur,
denilebilir. Ama asıl neden, o dönemde yaygın olarak benimsenen görüşlere
katılmamış olmalarıdır.
Bu parçada sözü edilen edebî topluluk aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Fecr-i Atîciler
B) Servetifünuncular
C) Garipçiler
D) Tanzimatçılar
E) Hisarcılar
41.
I. Realizm ve natüralizm akımlarının etkisi
altındadırlar.
II. Kendi kişiliklerini gizlerler.
III. Olaylar genellikle İstanbul'da geçer.
IV. Olay kahramanları genellikle seçkin kişilerdir.
V. Çevre tasvirleri, eseri süslemek için değil,
kahramanların kişiliklerinin oluşumunu tamamlayabilmek için yapılmıştır.
Aşağıdaki eserlerden hangisi, yukarıda özellikleri
verilen dönem yazarlarından birine ait değildir?
A) Hayal içinde
B) Pandomima C) Kırık
Hayat/ar D) Ferdi ve Şürekâsı E) Genç Kız Kalbi
42. İç içe geçmiş iki olay zinciri ile -—, kişisel
değişimleri konu alması bakımından Zehra'nın, hatıra defterindeki maceralar
bakımından da Mürşit Efendi'nin romanıdır. Çocukluğundan itibaren babası Mürşit
Efendi'yi kötü bir insan olarak tanıyan Zehra; hoşgörüsüz, disiplinli, katı
kalpli bir öğretmendir. Mürşit Efendi; okulunu bitirdikten sonra idealist bir
memur olarak Anadolu'ya gelmiş, Anadolu'nun memurları bekleyen çürümüşlüğü
içerisinde kaybolmuştur. Kötü bir evlilik yapmış, çok istemesine rağmen çocuklarıyla
gereği kadar ilgilenememiştir. Yani kendi iradesi dışında yaşayan bir insan
durumuna gelmiştir. İşte bu insanın pişmanlıklar ve çaresizliklerle dolu hatıra
defteri, ölümünden sonra kızı Zehra'nın eline geçmiş, böylece Zehra'nın dış
dünya ile ilişkisi de yeniden şekillenmiştir.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki eserlerden
hangisi getirilmelidir?
A) Dudaktan Kalbe
B) Çalıkuşu C) Yeşil Gece D)Acımak
E) Miskinler Tekkesi
43. Yakup Kadri Karaosmanoğlu ile ilgili olarak aşağıda
verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Kiralık Konakta modernleşme sürecinde apartman ile
konak hayatını, dede-torun arasındaki hayat tarzı ve zevk farklılığı çevresinde
işlemiştir.
B) Nur Baba'da gerçek kimliğinden uzaklaştırılan tekke
hayatını, tekke şeyhinin (Nuri) yaşadıkları ile anlatmıştır.
C) Hüküm Gecesinde İttihat ve Terakki yıllarını,
gazeteci Ahmet Kerim'in yaşadıkları çevresinde anlatmıştır.
D) Yaban'da Kurtuluş Savaşı öncesi Türk aydını ile Türk
köylüsü arasındaki derin uçurumu, romana has kurgu ile gözler önüne sermeye
çalışmıştır.
E) İki cilt hâlinde 1953-1954'te yayımladığı Sodom ve
Gomore'de, Cumhuriyet'in kuruluşundan Demokrat Partinin iktidara geldiği zamana
kadar geçen süreci, değişik zihniyetleri temsil eden kişiler ve olgu
çerçevesinde bir bütünün değişik kolları olarak dikkatlere sunmuştur.
44. Ben çokça gezerim. Bunlar diplomat gezileri gibi,
planlı, programlı şeyler değildir; daima kendi sınırlarımız içindedir, yelkenli
gemiler gibi, esecek rüzgâra göre rota değiştirir. Bazen saatlerce tenha bir
istasyonda, tren veya güneşle beraber uyumuş bir kasabanın otelinde uyku
beklerim. Fazla bir yağmur veya kar fırtınasından yolları kapanmış bir köyde
bir iki gün kalırsam arayıp soranım olmaz. Gün olur, bomboş bir ovanın
ortasında otomobil bozulur. Etrafta dolaşırım yahut eski taş basması
Muhammediyelerdeki cennet bağı resimlerini andıran bir ağacın altında otururum.
Bu parçanın alındığı kitap ve yazar aşağıdakilerden
hangisi olabilir?
A) Anadolu Notları
- Reşat Nuri Güntekin
B) Beş Şehir - Ahmet Hamdi Tanpınar
C) Frankfurt Seyahatnamesi - Ahmet Haşim
D) Hac Yolunda - Cenap Şehabettin
E) Çankaya - Falih Rıfkı Atay
45. Aşağıdakilerden hangisi, Batılılaşma sorununu
belirli tipler çevresinde ele alan eserlerden biri değildir?
A) Ömer Seyfettin - Efruz Bey
B) Reşat Nuri Güntekin - Yaprak Dökümü
C) Yaşar Kemal – Ağrı dağı Efsanesi
D) Halit Ziya Uşaklıgil - Aşk-ı Memnu
E) Hüseyin Rahmi Gürpınar - Şık
46. - 47. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Romanlardaki hayalî tasvirler hep köksüz yalanlardır.
İnceden inceye araştırıp soruşturmalı, tahlil etmeden hiçbir şey yazmamalı,
hatta hayatta rastlanılan, az karşılaşılan olaylar bile bir eserde yer
almamalıdır. Günlük hayat, hırgürle, çirkinliklerle, kıskançlıklarla,
aldatmalarla örülmüş bir dokumadır. İyilikler, güzellikler, erdem sayılabilecek
nitelikler, birer hayalden başka bir şey değildir, roman konusu olamaz.
46. Bu parçada romanla ilgili olarak belirtilen
düşünceler aşağıdaki yazarlardan hangisine ait olabilir?
A) Hüseyin Rahmi Gürpınar
B) Abdülhak Hamit Tarhan
C) Recaizade Mahmut Ekrem
D) Ahmet Mithat Efendi
E) Sami Paşazade Sezai
47. Bu parçada dile getirilen düşünceler aşağıdaki
edebî akımlardan hangisiyle örtüşmektedir?
A) Realizm
B) Klasisizm
C) Romantizm
D) Empresyonizm
E) Natüralizm
48. Musiki, her şeyden önce musiki; Onun için tekli
mısradan şaşma.
Kıvrak olur, erir havada sanki, Ağır aksak söyleyişe
yanaşma.
Güzel gözler tül ardında görünsün, Gün ışığı titremeli
şiirde.
Ak yıldızlar maviliğe bürünsün Ilgıt ılgıt sonbahar
göklerinde.
Aşağıdaki şairlerden hangisi, bu dörtlüklerde dile
getirilen anlayışa uygun şiir yazmamıştır?
A) Cenap Şehabettin
B) Yahya Kemal Beyatlı
C) Ahmet Haşim
D) Mehmet Akif Ersoy
E) Ahmet Hamdi Tanpınar
49. Yoğun anlama dayanan, konuşma diline karşı
olan ve
salt şiir üzerine yoğunlaşan İkinci Yeni, kendine özgü
bir söylemle ortaya çıktı. İstedikleri, bütün değer
yargılarının yıkıl maşıydı. Yüzeysel anlamı dışlayan,
imge yüklü, kapalı bir dil kullanıyorlardı. Dilin bütün
imkânlarıyla okuru sarsan, dağıtan ve anlamı yokuşlara
süren bu tavır, Türk şiir geleneği içerisinde önemli bir
yerde durmaktadır.
salt şiir üzerine yoğunlaşan İkinci Yeni, kendine özgü
bir söylemle ortaya çıktı. İstedikleri, bütün değer
yargılarının yıkıl maşıydı. Yüzeysel anlamı dışlayan,
imge yüklü, kapalı bir dil kullanıyorlardı. Dilin bütün
imkânlarıyla okuru sarsan, dağıtan ve anlamı yokuşlara
süren bu tavır, Türk şiir geleneği içerisinde önemli bir
yerde durmaktadır.
Bu düşüncelerle İkinci Yeni şirini tanımlayan
yazara
göre aşağıdakilerden hangisi, İkinci Yeni anlayışıyla
yazılmış olamaz?
göre aşağıdakilerden hangisi, İkinci Yeni anlayışıyla
yazılmış olamaz?
A) Ölürse balıklan güneşin
Susuzluktan dağın ardında
Düşerse kuluçkalann altma
Bu ağır bulanık meydanda
Susuzluktan dağın ardında
Düşerse kuluçkalann altma
Bu ağır bulanık meydanda
B) Tep kralları gibiydim, öyle yalnızdım
Bir çağda seni bu beyazlığında tuttum
Ak, sabah katyonlarım hep gökyüzündeydi
Ben rüzgâr değirmeninizde kaldım
Bir çağda seni bu beyazlığında tuttum
Ak, sabah katyonlarım hep gökyüzündeydi
Ben rüzgâr değirmeninizde kaldım
C) Tuna'nın üstünde güneş batarken
Sevgili yurdumu andırır bana
Sevgili yurdumu andırır bana
Bir hayal isterim Boğaziçi'nden
Bakarım İstanbul diye her yana
Bakarım İstanbul diye her yana
D) Kar, buz, tipi
Kaymaktan korkum yok ki
Kayarken yalnız tutunmak için
Ölümlerden bir ölümün seçimi
Kaymaktan korkum yok ki
Kayarken yalnız tutunmak için
Ölümlerden bir ölümün seçimi
E) Bütün şiirlerde söylediğim sensin
Suna dedimse sen, Leylâ dedimse sensin
Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım
Salome'nin, Belkıs'ın
Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım
Salome'nin, Belkıs'ın
Boşunaydı saklamam öylesine aşikârsın,
bellisin
50. Evet, benim her şi'rimde yılan dişli diken var;
Sizler gidin bal verecek yeni açmış gül bulun. Belki benim acı sesim kulakları
tırmalar; Sizler gidin, genç kızların türküsüyle şen olun.
Varın sizler, onlar ile korularda el ele Gezin, gülün,
bir çift bülbül aşkı ile yaşayın;
Yalnız kendi, yalnız kendi rûhunuzu okşayın.
Zavallı ben, elimdeki şu üç telli saz ile Milletimin
felâketli hayâtını söyleyim; Dertlilerin gözyaşını çevrem ile sileyim.
Yukarıda, şiirle ilgili olarak dile getirilen
düşünceler, aşağıdaki şairlerden hangisine ait olabilir?
A) Ziya Osman Saba
B) Mehmet Emin Yurdakul
C) Zeki Ömer Defne
D) Fazıl Hüsnü Dağlarca
E) Muallim Naci
51. Zor zaman herkesi sınar, en çok da aydınları. Aydın
insan toplumun öncüsüdür, yol göstericisidir. Öyle bilinir ve bu yüzden aydın
sanatçılar, sorumluluğunun bilincinde olarak yazıp çizmeye, sorunlara çözüm
yolları üretmeye çalışırlar.
Aşağıdaki sanatçılardan hangisinin, bu parçadaki görüş
doğrultusunda eser verdiği söylenemez?
A) Mehmet Akif Ersoy
B) Nâzım Hikmet
C) Namık Kemal
D) Orhan Veli Kanık
E) Sabahattin Ali
52. Bazı edebî metinler, tarihî olaylara dayanır. Bu
tür eserlerde bazı gerçeklere bağlı kalınsa da eserin orijinalliğini ve
okunurluğunu sağlayan, yazarın kurgulama gücüdür. Okuyucu kalın bir tarih
kitabını alıp baştan sona okumaya yanaşmaz ama birkaç ciltten oluşan
sürükleyici tarihî bir romanı çok kısa sürede bitirebilir.
Aşağıdaki eserlerden hangisi, bu parçada anlatılan
roman türüne örnek olarak gösterilemez?
A) Osmancık
B) Devlet Ana
C) Yorgun Savaşçı
D) Hep O Şarkı
E) Yılkı Atı
53. Aşağıdaki eserlerden hangisi, türü yönüyle
ötekilerden farklıdır?
A) Kara Kitap B) Kılavuz C) Yağmur Kaçağı D) Unutma Bahçesi E) Ruh Üşümesi
54. Âşık Veysel ile ilgili aşağıdaki bilgilerden
hangisi yanlıştır?
A) Kendisinden önceki şairler gibi zaman zaman aruzla
da şiirler kaleme almıştır.
B) Yedi yaşında gözlerini yitirmesine rağmen
şiirlerinde çiçekler; allı yeşilli, sarılı morlu renkler kol kola vermiştir.
C) İç dünyasına çekilen şairin şiirlerinde insan önemli
bir malzeme olarak yer alır.
D) Âşıklık geleneğinin son dönemde yetişen büyük
ustalarındandır.
E) Şiirlerinde aşk, yurt ve toprak sevgisi,
alışılagelen bir söyleyişten uzak bir duyarlılıkla dile gelir.
55. Aşağıdakilerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?
A) Hemen her öyküsünde okura komik gelecek öğelerden
yararlanan Haldun Taner, aynı şekilde bütün öykü ve oyunlarında bazen de
aşırıya kaçarak şive, lehçe taklitleri yapar.
B) Bu Ülke, Cemil Meriç'in, aydın ve halkı birbirinden
ayıran duvarları yıkmak amacıyla yazdığı denemelerinin yer aldığı bir kitaptır.
C) Roman ve öykülerinde ayrıntılara inerek bazen
öğretici yanı ağır basan bir üslup sergileyen Selim İleri, deneme ve
hatıralarında bir düşünce adamı tavrını benimsemiştir.
D) Şiirleriyle tanınan Sevinç Çokum; Batı kültürüyle
yetişmiş, denemeleri ve Fransızcadan çevirdiği kitaplarıyla da öne çıkmıştır.
E) Özellikle roman ve öyküleriyle bilinen Fakir
Baykurt'un en tanınan eserleri arasında Y//an/ar/n Öcü,
Tırpan sayılabilir.
56. 1960'lı yıllardan sonra İslami söylem, taklit
düzeyindeki Batılılaşma ile geleneksel hayatın ve bu hayata özgü değerler
manzumesinin karşı karşıya getirilmesi şeklinde dikkati çeker. Çok Ses// B/r
Ö/üm, Çözü/me adlı öykü kitapları olan -—, bu hareketin öncü adlarından
biridir.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi
getirilmelidir?
A) Tarık Buğra
B) Rasim Özdenören
C) Mustafa Kutlu
D) Samiha Ayverdi
E) Adalet Ağaoğlu
2013
LYS-3 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI
TESTİ
1.
|
E
|
29.
|
E
|
2.
|
D
|
30.
|
B
|
3.
|
C
|
31.
|
A
|
4.
|
A
|
32.
|
D
|
5.
|
D
|
33.
|
C
|
6.
|
B
|
34.
|
B
|
7.
|
E
|
35.
|
E
|
8.
|
A
|
36.
|
A
|
9.
|
D
|
37.
|
D
|
10.
|
B
|
38.
|
B
|
11.
|
C
|
39.
|
C
|
12.
|
C
|
40.
|
A
|
13.
|
A
|
41.
|
B
|
14.
|
E
|
42.
|
D
|
15.
|
B
|
43.
|
E
|
16.
|
D
|
44.
|
A
|
17.
|
E
|
45.
|
C
|
18.
|
B
|
46.
|
A
|
19.
|
C
|
47.
|
E
|
20.
|
A
|
48.
|
D
|
21.
|
E
|
49.
|
C
|
22.
|
D
|
50.
|
B
|
23.
|
C
|
51.
|
D
|
24.
|
E
|
52.
|
E
|
25.
|
B
|
53.
|
C
|
26.
|
C
|
54.
|
A
|
27.
|
A
|
55.
|
D
|
28.
|
D
|
56.
|
B
|
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder